DDostlar bugün yazacaklarım bana sürekli sorulan bir konu hakkında. Yine nette alakasız bir şey ararken Blogger ve diğer web sitelerinde ihtiyaç duyulan bu hadiseyi şu anda hepiniz merak ediyorsunuzdur. Bloglarınızı veya web sayfalarınızı ziyaret edenlerle aranızda iletişim sağlayan bu araçla ilgili daha önce bir yazı yazmıştım. Yine bu gün iki siteden bahsedeceğim bu siteler size mesaj göndermek isteyen ziyaretçilerin bu isteğini yerine getiriyor. Her ikisinide de blogunuza adapte etmek çok basit. Yada bana öyle geldi. HTML yani web tasarımı bilmeyen dostlar için söylüyorum. Bilenler zaten hemen bloglarında buna uygun düzenlemeleri hemen yapacaklardır. Bilmeyenler içinse tavsiyem, öncelikle kendinize buna uygun şablon seçmenizi öneririm. Yok ben şablonumdan memnunum diyenler içinde önerilerim olacak tabii. Şimdi gelelim bahsi geçen sitelerin bu hizmetlerini sırayla anlatmaya.
İlk anlatacağım site CONTACTİFY adlı bir site. Burada yapılan işlem çok basit. Bu sitenin giriş sayfasındaki üyelik formunu dolduruyorsunuz. Daha sonraki aşamada size bir link ile birlikte bir hesap numarası veriliyor. Bu verilen linki şablonunuzda varsa eğer yoksa da bir iletişim düğmesi veya resmi yapıp bu yarattığınız düğmeye veya resme atayabilirsiniz. Eğer bu size zor gelirse CONTACTİFY bunu da düşünmüş ve bir WİDGET yapmış. Size bu widget’in embed kodlarını veriyor sizde bunu blogunuzda uygun bir yere koyuyorsunuz. Nasıl mı? Embed kodlarını kopyalıyorsunuz. Blogunuzda Yerleşim sekmesinde sayfa öğeleri bölümünde Gadget Ekle ye tıklıyorsunuz. HTML/JavaScript'i Yapılandır aracını açıp kopyaladığınız kodları yapıştırıp kaydet diyorsunuz. Bu kadar basit….
Bu sitenin verdiği url linkini bir düğmeye veya bir resme de atayabilirsiniz. Bu bir posta kutusu resmi veya İLETİŞİM kelimesi de olabilir
ÖRNEK KOD:
Görünüş:
İLETİŞİM
şeklinde görünecek. Yine bunu HTML/JavaScript aracı ile istediğiniz yere koyabilirsiniz..
Resme atama işini ise ya benim gibi bir resim yapacaksınız veya uygun bir resim bulacaksınız o resme aşağıdaki gibi atama yapacaksınız. Yine HTML/JavaScript aracı ile blogunuzda istediğiniz uygun bir yere koyacaksınız.
Örnek Kod:
GÖRÜNÜŞ:
Gelelim ikinci siteye; Bu sitenin adı ise Email Me Form. Bu siteye de üye oluyorsunuz. Daha sonra birkaç aşamada kendi formunuzu oluşturuyorsunuz. Daha önce anlattığım CONTACTİFY ve Email Me Form un paralı hizmeti de var. Her ikisinde de paralı hizmetlerde extra ilaveler sunuyorlar. Bu sitelerden başka bu hizmeti bedava veren yüzlerce site var. Diğerlerini de google da aratırsanız onları da inceleme fırsatı bulabilirsiniz.
Email For Me size hem Mesaj formunun kodlarını veriyor. Hem de bir link veriyor. Hangisini isterseniz kullanabilirsiniz. Daha önce CONTACTİFY de anlattığım uygulama aşamaları bunun içinde aynen geçerli. Örneklerin uygulama linkleri aşağıda verilmiştir.
ÖRNEK:
Yukarıdaki örnek formu bir düğmeye ataması yapılmış çalışan örneği buradan görebilirsiniz. Diğer örnek uygulamalarıda aşağıdaki linklerden görebilirsiniz.
Dostlar sizlere bugün rutin kullandığımız bir olaydan bahsedeceğim. Bu olayın adı blockquote.Yani yazılarımız arasında bir yerlerden alıntı bir yazı yayınladığımız zaman genelde kullanırız. Blogger 'ın bu özelliği yok mu var. Bazen bu özellik kullandığımız şablon yani tema'nın css özelliklerine göre de değişiklik gösterir. Eğer şu anda benim gibi var olan özellikden memnun olmayanlar için bu uygulamayı anlatmayı gerekli gördüm. Daha önce bu konuda bir yazı yayınlamıştım zaten. Ama bu gün anlatacağım ise daha farklı bir şey. Önceki anlattığım blockquote uygulama açısından biraz zahmetli idi ve ayrıca farklı tarayıcılarda farklı sonuçlar veriyordu. Bu nedenle bugün anlatacağım uygulama daha basit bir uygulama. Uygulama bittiğinde yandaki resimdeki blockquote (Blok Alıntı) düğmesine basmanız yeterli olacak. Uygulaması zahmetli gelebilir. Kolaya kaçmaktan hoşlanmayanlar ve özgün bir şeyler yapmak isteyenlerin hoşuna gidecek bir uygulama olacak bu.
İşe başlayalım hemen. Öncelikle Yerleşim sekmesinde HTML 'yi düzenle bölümüne geleceksiniz orada css style kodlarına ufak bir özellik ekleyeceksiniz. Nereye mi söyleyeyim, tarayıcının düzen menüsünden bu sayfada bul ibaresine tıklayacaksınız. Arama penceresine blockquote yazıp aratacaksınız. CSS kodlarında bulduğunuz blockquote style kodları yerine kopyala yapıştır yaparak aşağıda verdiğim kodları aynen yazacaksınız veya değiştireceksiniz.
Eğer beklediğiniz gibi bir sonuç vermesse blog temanızın özelliklerine göre düzeltmeler yapabilirsiniz. Yazılarınızı yazarkende HTML'yi Düzenle sekmesinde yazınızın kodları aşağıdaki gibi görülmeli.
Yazı Kodu:
Uygulama böyle görünecek :
Blockquote için bir başlangıç resmi birde kapanış resmi hazırlıyacağız. Benim yaptığım gibi bir image host, Photo Host sitesine yükleyeceğiz.
Oradan alacağımız resmin URL Adresini yukarıda CSS Style kodlarındaki benim background: URL ("http://adresiniz.com") adresindeki yerine koyacaksınız. İşiniz bittiğinde uygulama aşağıdaki örnekde görüldüğü gibi görülecek. Kolay gelsin...
Dostlar bugün yine nette sağı solu kurcalarken yine google un harika olarak bulduğum iki hizmetini daha keşfettim. Birincisi bir çoğunuzun hoşuna gidecek bir hadise. GOOGLE CONNECT ne işe mi yarıyor? MyBloglog, gibi sosyal aleti kendi blogunuzda veya sitenizde oluşturuyorsunuz. Yani kısaca dostlar dayanışması aracı. Dilediğiniz gibi tasarlama şansına da sahipsiniz. Örneğini ben deneme ve Ankara bloglarına koydum. Nasıl çalıştığını görebilirsiniz. Bütün bloglarınıza bu aleti koyabilirsiniz. Ayrıca ebatlarını blogunuzda koyacağınız yere göre ayarlayabilirsiniz. Aracın renklerini de kendinize göre düzenleyebilirsiniz. Gelelim nasıl yapacağımıza. Google Friend Connect ana sayfasına buradan gidiyorsunuz. Gmail hesabınızla giriş yapıyorsunuz. Başlıyorsunuz yapmaya. En sonunda verilen kodu kopyalıyorsunuz. Blogunuz da Yerleşim sekmesinde Gadget Ekle linkine tıklıyorsunuz HTML/JavaScript Ekle aracına uygun bir başlık yazıp kopyaladığınız kodu yapıştırıyorsunuz ve kaydedip blogunuzda ki görünüşüne bakıyorsunuz. İlk girişi siz yapın ve daha sonra aklınıza takılan veya yapamadığınız bir şey olursa bana sorarsınız. Aracın resimleri aşağıda….
Bu arada bu yazıyı yayınladıktan sonra farkettim. Daha doğrusu kurcalarken farkettim. Aynı yerde başka değişik widgetlerde varmış. Hatta aynı yerden kendi widgetinizide yayınlama imkanı var. Ben denedim ahanda oda side barda var. Diğer bir kaçını da buraya yan side bara koydum.
Add a Sign In gadget
Wall gadget
Review/Rate gadget
OpenSocial demonstration
LameGame demonstration
Custom gadget (kendi widgetinizi buradan yayınlayacaksınız)
Widgetlerin yani yorumların falan yönetiminide doğal olarak Friend Connect'ten yapacaksınız. Birden fazla hesabınız ve birçok blogunuz mu var? Hepsine tek yerden yapıp, koyup vede yönetebilirsiniz. Ama yalnız bir hesapla girebilirsiniz. Benim tavsiyem Friend Connect'e Firefox tarayıcısı ile girdiyseniz bloglarınızı İnternet Explorer veya başka tarayıcılarla girin. Yoksa problem çıkıyor. Evet daha ne diyeyim kolay gelsin. Hoşunuza gider umarım.
Gelelim yeni keşfettiğim ikinci Google Hizmetine. Buda bir çoğunuzun hoşuna gidecek umarım. Ancak yalnız burayı henüz tam olarak çözemedim. Çünkü burası diğer bir hizmetle ortak çalışan bir hizmet. Bende İngilizce olmadığı için biraz ağır çözüyorum. Malum biraz da serde morukluk olduğu için gençlerdeki gibi beyin loblarımın performansı pek iyi değil. Hoş gençken de iyi çalışmıyordu ama zeka konusunda genetik bir halde var herhalde. He he … sonuç olarak diğer yerleri de tam olarak çözünce anlatırım herhalde. Bu google hizmetlerini şimdilik söylemeyeceğim.. Nedeni ise biraz merak edip sık sık ziyaret etmeniz için….Şimdilik kolay gelsin…
Dostlar epeydir buraya yazı yazmıyordum. Bu gün buraya yazacak birşey buldum. Belki bazılarınızın haberi vardır ama ben bu yazıyı bu olaydan haberi olmayanlar yada farkında olmayanlar için kaleme aldım. Yandaki BLOGGER ın logosunu gördüğünüzden zaten yazının içeriğinin BLOGGER ile ilgili olduğunu hemen anlamışsınızdır. Yazının içeriği henüz BLOGGER ile yeni tanışanların da özellikle ilgisini çekecektir. Şimdi yeni başlayanlar için blogger da bir blog yaratmayı başardınız yada zaten bir blog sahibi olanlar blogger a giriş yapsınlar. Herhangi bir postu (daha önce yayınlamış olduğunuz bir yazıyı) yada yeni bir yazı yazıp yayınlayın. Yayınlama durumu sekmesine geleceksiniz. Yani aşağıda resmi görülen bölüm.
Bu bölümde sağ alt köşede görülen kutucukdaki Blogger Features Page yazan linke tıkla. Aşağıda resmi görülen kutucuk.
Ta taaa...İşte aşağıda BLOGGER ÖZELLİKLERİ sayfasına hoş geldiniz. Çok detaylı hemde türkçe hazırlanmış. Hoşunuza gidecektir umarım. Ben BLOGGER la tanışıp da ilk blog hazırladığım günlerde böyle bir kolaylık yoktu, ya da vardı da belki ingilizce yazdığı için böyle bir hadiseden şahsen benim haberim yoktu. Hem türkçe kaynak bulmamızda çok zordu. Hemen hemen hiç yokdu desem yeridir. Sonra EMREX(Yunus Emre) konuyla ilgili bir grup oluşturdu. Tabiiki yine konuyla ilgili de bir blog. Ondan çok şey öğrendim. Buradan ona sevgilerimi gönderiyorum. Belki şu anda kulaklarıda çınlıyordur. Hepinize kolay gelsin. BLOGGER ÖZELLİKLERİ sayfasının da resmi ahanda aşağıda.......
Hala bir blog hazırlamadıysanız bu sayfaya direk buradanda Blogger Features Page gidebilirsiniz. Kolay gelsin.......
EĞİTİM PROJESİ 2007 'YE DESTEK OLACAK SPONSORLAR ARANMAKTADIR
PROJE :
Küçük , şirin, çağdaş ve aydın insanların yaşadığı Akdeniz ve Ege denizinin birbirine kavuştuğu yerde, dünyanın en güzel göllerinden birinin kenarında, 7000 nüfuslu küçük bir Anadolu kıyı kasabasında uygulanacak. Halk geçimini çoğunlukla tarımdan sağlamakla birlikte, balıkçılık, yerel ticaret ve turizm le de geçimini sağlamakta. Kasaba da Okuma Oranı çok yüksek. Gençler doğal olarak çevre üniversitelerden mezun olmuş olsalar da genelde işsizler. Yaşlı nüfusun büyük bir bölümü büyük şehirlerden de göç etmiş emeklilerden oluşuyor. Aile ekonomisine ev hanımlarının katkısı büyük. Genelde eşlerine iş yerlerinde yardımcı oluyorlar ve çalışıyorlar.
Burada uygulanacak Proje kapsamında Bilgisayar eğitimi, İnternet teknolojileri ve Web tasarımı eğitimi olacak. Eğitim bilgisayarlarla uygulamalı verilecek. Bu proje kapsamında verilecek eğitimden yararlanacaklar bu kasabada yaşayan her yaş grubundan insan. Hedef kitle genç kesim ve emekliler.
VİZYON :
Atatürk devrimleri ışığında ilerici, aydın ve çağdaş bir toplum oluşturmak. Atatürk devrimlerinin yok edilme yönünde saldırılara en yoğun maruz kaldığı günümüzde bu saldırıların üstesinden ancak yine eğitimle gelineceği inancıyla yola çıktık. Bu projenin başarıya ulaşması halinde projenin ülke geneline yaygınlaşmasını sağlamak.
AMAÇ :
İşsizlik ve ekonomik koşulları ağırlığı altında ezilen toplumun aile bütçesine katkı çerçevesinde günümüz teknolojilerini yakından tanıma, kullanma ve gelire dönüştürme becerisini kazandırmak.
İşsiz gençlerin bir nebze aile bütçesindeki yükünü hafifletme ve çağdaş girişimcilik ruhunu kazandırmak ve üretken kılmak.
Emekli aydın insanların kahve köşelerinden kurtulmalarını sağlamak,
günümüz teknolojilerini tanımalarını ve kullanmalarını sağlamak,
En önemlisi ek gelir elde ederek yaşama tutunmalarını sağlamak ve üretken kılmak.
Sonuç:
Her şeyi devletten bekleyen toplum olmaktan çıkarıp,hele ki günümüzde sadaka kültürünü yaymaya çalışan bir kesimin varlığı söz konusu iken toplumun devlete olan ihtiyacını azaltarak kendi ayakları üzerinde durmasını bilen Atatürk devrimleri ışığında, çağdaş özgüveni tam, onurlu aydın bireylerden oluşan bir topluma kavuşturmak. Proje kapsamında verilecek eğitim bedelsiz verilecektir. Proje kapsamında eğitim almak üzere başvuran katılımcılardan bedel alınmayacaktır.
Yukarıda tanımını yapmaya çalıştığımız eğitim projesine katkı sağlayacak sponsor firmalar aranmaktadır.
EĞİTİM PROGRAMI:
Temel Bilgisayar kullanımı,
Windows XP
Windows Wista
Linux
Ofis programları
Etkin İnternet kullanımı
İnternet Teknolojilerine giriş
Temel Web Tasarımı
HTML
WEB EDİTÖR PROGRAMLARI
XHTML/CSS
PHP A
SP AJAX
JOOMLA
WORDPRESS
BLOGGER
TYPEPAD
SPLİNTER
BLOGCU v.s
Web Programlama
Web ve Grafik tasarımı
WEB 2.0
SPONSOR FİRMALARDAN BEKLENENLER :
EĞİTİM ARAÇLARI :
sponsor firmalar aşağıdaki eğitimde kullanılacak araçları bedelsiz temin edecek
Bilgisayar
LCD Projeksiyon cihazı Gerekli Yazılımlar
Lisanslı İşletim sistemleri
HTML editör programları
Grafik Programları
üncel Web Programları
Eğitim kitapları
Yardımcı eğitim cd leri
Yazıcı
İNTERNET ERİŞİMİ
İnternet erişimi sağlayacak sponsor firma
MALİ KAYNAK
Mekan ve diğer çıkabilecek eğitim giderlerini karşılayacak sponsorlar.
Sponsorlarımızın reklamları sayfamızda ve projemizi destekleyen onlarca web sitesi ve blogda bedelsiz yayınlanacaktır.
Bu gün e-postama gelen bir Powerpoint sunum dosyası bu yazıyı yazmama neden oldu. Ne zamandır en önemli ATATÜRK devrim hareketlerinden biri olarak gördüğüm bu olgu beni öteden beri çok etkilemiştir. Eğer bu oluşum kaldırılmasaydı günümüzde sanmıyorum ki ne AKP iktidar olurdu ne de türban hadisesi tartışılırdı. Görüyorum ki o günlerde yobaz, gerici Atatürk devrimleri karşıtı kesim ile toprak ağaları tarafından yapılan baskılarla bu kurumların kapatılması sonucunda günümüzde ülkemizin geldiği noktayı görüyor ve her Kemalist öğretmen gibi benimde yüreğim sızlıyor. Aşağıda konuyla ilgili çeşitli kaynaklardan derlenmiş yazılar ve Fotoğrafları bulacaksınız. Elbette ki Atatürk ün de konuyla ilgili söyledikerini yazmadan edemeyiz…. Ayrıca buradaki web sayfasından da köy enstitülerinin tüm tarihçesini okuyabilirsiniz.
İNÖNÜ'NÜN EL YAZISI İLE KÖY ENSTİTÜLERİNE SADAKAT SÖZÜ...
Köy Enstitülerini Cumhuriyetin eserleri içinde en kıymetlisi , en sevgilisi sayıyorum. Köy Enstitülerinden yetişen evlatlarımızın muvaffakiyetlerini ömrüm boyunca yakından ve candan takip edeceğim.(9.5.1941)
diye söz vermişti İnönü. Köy enstitülüler, bu sözü yıllar sonra acıyla anımsayacaklardı.
KÖY ENSTİTÜLERİ’NİN DOĞUŞU ve BAŞARDIKLARI
Köy Enstitüleri fikri ( 17 Şubat- 4 Mart 1923) 1. İzmir İktisat Kongresinde kendini gösterir. Bu anlamda İzmir İktisat Kongresinde ” liberal ekonomi” modeline uygun olarak “ faydacı eğitim” felsefesi benimsenmiştir. Bunun kanıtı da, faydacı eğitim felsefesi fikrinin öncüsü John Dewey’in Türkiye’ye davet edilmesidir. ( 1924) Dewey kalkınma için gerekli eğitim hamlesinin başlatılmasını, eğitim hizmetlerinin köye götürülmesi ile sağlanabileceğini belirtmiştir. Köye eğitim hizmeti 1936 da başlamış ve bu tarih de 35.000 köyde ilkokul yoktur. 16 Milyon nüfusun 12 milyonu köylüdür. Bunlardan erkeklerin % 76.7 sı, kadınların ise % 91.8 i okur- yazar değildir.
İlk adım 1926 da Milli Eğitim Bakanı Mustafa Nejat tarafından atılmış “ Köy Muallim mektepleri “ açılmıştır. Daha sonra 1936 da deneme amaçlı başlayan “ Köy Enstitüleri” 1940 da yasallaşarak Türk Eğitim tarihinde doğan reform olmuştur. 1942 de Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü açılmış ve 1946 da sayıları 21 e ulaşmıştır. Kuruluşu üzerinden 6 yıl sonra programları ve dersleri değiştirilmiş, 950 yılında da kapatılma sürecine girip 1954 de kapatılmışlardır. 1950 den sonra “ Marshall yardımı” nın gelişi kapatılma süreçlerininhız kazanmasına neden olmuştur. Bu yardım içinde “Köy Enstitüleri”nden vazgeçilmesini sağlayan 12 kadar eğitim projesi vardır.
KÖY ENSTİTÜLERİ’NİN BAŞARDIKLARINI ŞÖYLE SIRALAYABİLİRİZ :
- Yüzyıllardır biriken feodal toplumun üretim ve yaşam biçimini ortadan kaldırmaya başlamıştır. - Bilimsel ve felsefi anlamda laik eğitim başlamıştır.
- Feodal toprak rejiminin değişimi toprak ağalarının kendilerinin ortadan kaldırılma tehdidinin hissetmelerine neden olmuştur. - Sanayi için eğitilmiş, nitelikli iş gücü oluşmaya başlamıştır
- Sanat, edebiyat, bilim teknoloji de olumlu beklentiler oluşmuştur. - Atatürk’ün özlediği demokratik toplum ve kültür için kurumsalalt yapı oluşmaya başlamıştır.
- Ataerkil toplumdan çekirdek aile toplumuna dönüş belirtilerini vermeye başlamıştır.
- Ezberci değil, analitik düşünen
- sorgulayan birey yetiştiren demokratik ve üretici eğitim başlamıştır. Bu bağlamda yukarıda yer alan özellikler statükoyu rahatsız etmeye başlamıştır.Köy Enstitülerini kuranlarda yıkanlarda statükolarını korumak ve güçlendirmek için hareket etmişlerdir. Bu emellerini gizlemek için de “ Köy Enstitü”lerinin üzerinden politika yapmışlardır. Görüldüğü gibi, demokratik kültürden, bilim ve bilimsel düşünceden yana olmayan her birey ve kurum “ Köy Enstitü”lerinin ortadan kaldırılmasında birinci derecede sorumluluk sahibidir. Bu gün önemli olan; Köy Enstitüsü ruhunun yeniden kazanabilmektir.
Kaynak : Mustafa Demir
KÖY ENSTİTÜLERİ NEDEN KURULDU, NEDEN KAPANDI ?
İstanbul Cumhuriyet Okurları aylık söyleşi toplantısında çıkarılacak bültende yer alacak konular konuşulurken, Köy Enstitüleri üzerine bir yazı yazmam istendi. Köy Enstitüleri gibi geniş kapsamlı bir konunun yarım sayfalık bir yazı içinde anlatılamayacağı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 da 3083 sayılı yasayla, Hasan Ali Yücel’in Bakanlığı – fikir babası İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde kurulmuştur. 1930 lar Türkiye’ sinin nüfusunun % 80 nin den fazlası köylü olan, çağdaş köy kalkınma modeline uygun olarak bugün dahi bir çok ülkeye örnek olabilecek üretime dönük öğrenimi öngören eğitim kurumlarıdır. Başka bir deyişle Anadolu’nun aydınlanması idi. Köy çocuklarının alındığı bu okullarda amaca uygun olarak eğitildikten sonra geldikleri köylere donanımlı ( tarım, iş, sanat, sağlık ) öğretmen olarak gönderiliyorlardı. Köylülerin bu gibi aydınlanma sürecinden rahatsız olan toprak ağaları, Cumhuriyet karşıtları ve din istismarcılarının çıkarları bozuluyordu. Onlar için bu kurumların kapatılması gerekiyordu ve kapatıldı. Eğer kapatılmamış olsalardı; gidilmemiş köy, okulsuz çocuk, işlenmemiş toprak, kullanılmamış su, aç- açık insan, işçileri sokaktalar da aç dolaşan kapatılmış fabrikalar olmazdı. Eğer kapatılmasalardı işçilerimiz yabancı ülke kapılarında iş aramayacaklar, aileler bölünmüş olmayacaklardı. En önemlilerinden bir tanesi de, bugünkü töre cinayetleri işlenmeyecekti. Son yıllarda üzerinde en çok durulan köy boşalmaları yaşanmayacaktı. Çünkü insan için gerekli olan hizmetler köyde üretilir olacaktı. Kapatılmamış olsalardı bu günkü özgürlük kavgaları yapılmayacaktı. Çünkü Köy Enstitüleri bir özgürlük ve özgürleşme eylemi idi. Bir Köy Enstitülü olarak bu kurumların kuruluşunda ve yaşatılmasında emeği geçen herkese saygılarımı sunuyorum.
Kaynak : İzzettin YAŞAR Emekli Öğretmen
ATATÜRK, KÖY ENSTİTÜTÜLERİ’NE OLAN ZORUNLU İHTİYACIN GEREKÇELERİNİ ŞÖYLE AÇIKLAR :
“Efendiler! Asırlardan beri milletimizi idare eden hükümetlerin tamamı eğitim isteğini ortaya koymuşlardır. Ancak bu arzularına erişmek için doğu ve batıyı taklitten kurtulamadıklarından, sonuç, milletin cehaletten kurtulamamasına sebep olmuştur. Bu acı gerçek karşısında, bizim takibe mecbur olduğumuz eğitim siyasetimizin esas çerçevesi şu olmalıdır; demiştim ki bu memleketin asıl sahibi ve toplumsal varlığımızın asıl nedeni köylüdür. İşte bu köylüdür ki bugüne kadar bilgi ışığından yoksun bırakılmıştır. Bu nedenle bizim takip edeceğimiz eğitim siyasetinin temeli, evvelâ mevcut cehaleti yok etmektir.”
“Efendiler!
Bu hedefe ulaşmak, eğitim tarihimizde kutsal bir aşama oluşturacaktır. Bir taraftan cehaleti yok etmekle uğraşırken bir taraftan da memleket evladını toplumsal yaşama ve iktisatta fiilen etkili ve verimli kılabilmek için acil olan ilkel bilgiyi işe yarar bir tarzda vermek kuralı eğitimimizin esasını teşkil etmektedir.
Efendiler!
Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin sınırı ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel TÜRKİYE’NİN BAĞIMSIZLIĞI İLE KENDİ BENLİĞİNE VE MİLLİ GELENEKLERİNE DÜŞMAN OLAN BÜTÜN UNSURLARLA MÜCADELE ETMEK LÜZUMU ÖĞRETİLMELİDİR.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
KÖY ENSTİTÜLERİ FOTOĞRAF ALBÜMÜ :
Nadir Eyinnen'in Konferans Notlarından :
“Başarıyla tamamlanan Kurtuluş Savaşımızın ardından Cumhuriyet ilan edilmiş, Kemalist önderlik ülkenin inşası için kolları sıvamıştır.
Hedef ‘Çağdaş medeniyetler seviyesine çıkmış’ yeni bir toplum yaratmaktır. Köylünün özgürleştirilmesi, ağa-şeyh-tarikat üçgeninden kurtarılması, sanayi toplumu yaratmanın olmazsa olmaz koşuludur.”
“Kurtuluş Savaşı’nın ağır yükünü çeken, henüz demokrasiyi yaşatacak ve Cumhuriyet yurttaşı niteliğine kavuşamamış olan köylüler, uygar toplumun tüm nimetlerinden yoksundurlar. Cumhuriyetle birlikte girişilen köye hizmet çabaları ya köylünün beklentilerine uymadığı ya da becerilemediği için yarım kalmıştır.
Başarı için köylünün dilinden anlayan yeni bir aydın tipine gereksinim vardır. Bu da köylünün kendi içinden çıkarılabilecektir. İşin bu püf noktasını ilk yakalayan ve kendisi de bir köylü çocuğu olan büyük eğitimcimiz İsmail Hakkı Tonguç’tur. Büyük güçlüklerle öğrenim olanağı bulan Tonguç, Köy Enstitüsü sisteminin hem kuramcısı, hem de kurucusudur.”
Uğur MUMCU'nun Köy Enstitüleri Konuşması
“Köylüye bir şey öğretebilmek için, ondan bir çok şey öğrenmeli.”diyen Tonguç, 1938’de sorunun çözümünü şöyle açıklar:“Kanımızı ve iliklerimizi isteyerek köyün içine akıtmadıkça, kırk bin köyün kenarına münevver (aydın) insanın mezar taşı dikilmedikçe, bu köyün sırlarını anlayamayız. Köyü anlayabilmek, duyabilmek için onunla kucak kucağa, nefes nefese gelmek lazımdır. Onun içtiği suyu içmek, yediği bulguru yemek, yaktığı tezeğin ifade ettiği sırları sezebilmek ve yaptığı işleri yapabilmek gerekir. Bizim köyün ne olduğunu evvela büyük alimler, artistler değil kahramanlar anlayacaklar, sonra alimlere ve sanatkârlara anlatacaklardır.
Türk köyü, daha belki yirmibeş yıl alim değil, kahraman isteyecektir.
Bataklığı kurutmak, sıtmalıya kinin rejimi yaptırmak, trahomlunun gözüne ilaç damlatmak, okul binasını yapmak, yaralının yarasını sarmak, gebeye çocuğunu doğurtmak, pulluğun nasıl kullanılacağını veya tamir edileceğini öğretmek, bozuk köprüyü yapmak, ıslah edilmiş tohumu tarlaya saçmak, fidan dikerek onu büyütmek ve step köylüsünün ‘dal’ diye adlandırdığı ağacı hakikaten ağaç haline getirmek; ulemanın (alimin) işi değil, kahraman teknisyenler ordusunun işidir. O (köylü), bu kahramanları kendi içinden yetiştirmeğe mahkum. Bütün felaketlere katlanarak, ıstırabı zehir gibi yutarak çalışan ve başlarının üstünde şereflerle örülü birer taç taşıyan bu kahramanlar köyü dile getirecekler. O zaman yeni sesler duyacağız. Bu seslerden ürkmeden onları dinlemek lazımdır. Köyden yeni renk ve seda getirenleri saygı ile karşılamak gerekir.”
“Statükocu eğitimcilerin direnişlerine rağmen, Köy Enstitüsü düşü, ilk olarak askerliğini yapmış okur-yazar gençlerden oluşan ve okutman denilen bir grupla hayat bulmaya başlar. Bu grup 1936 yılında Eskişehir’in Çifteler Çiftliği’nde dört aylık ‘Eğitmen’ kursundan geçirilip ‘geçici öğretmen’ olarak Ankara köylerinde görevlendirilir bu 84 ‘okutman’ başarılı olur.Eğitmen adayları, açılacak Köy Enstitülerinin ilk binalarını da yaparlar. Kendi köylerine giden eğitmenler, topladıkları çocukları üç yıl okutup mezun ederek yenilerini alıyorlardı. Köy Enstitüleri, köylerden toplanan başıkabak – yalınayak çocuklarla oluşturuluyordu. Bu çocuklar, Enstitünün yorucu işlerini yaparken, çağdaş yöntemler kullanarak kendi yetiştirdikleri ürünlerle daha iyi beslenebiliyor, sanat ve meslek öğreniyorlardı. Her biri için en az bir enstrüman çalmayı öğrenme zorunluluğu vardı.”
“Osmanlı feodal toplumunun yerine çağdaş ve sanayi toplumu yaratmayı hedefleyen Cumhuriyet ideolojisi, kişiyi kul olmaktan çıkarıp, özgür yurttaşlar konumuna çıkarmayı hedefler. Cumhuriyet ideolojisine göre toplum ise, ümmet değil özgür yurttaşlar birliğidir. Eğitimde ise hedef, “Fikri hür, irfanı (anlayış) hür, vicdanı hür” nesiller yetiştirmektir.
Bir devrimin sürdürülebilmesi özellikle iki alanda kazandığı başarılarına bağlıdır. Bunların biri hukuk diğeri ise eğitim alanıdır.Bu nedenle Cumhuriyet Devrimini sürdürebilmek ve Türk toplumunu “Çağdaş medeniyetler seviyesinin üstüne” çıkarabilmek için, eskiyen Osmanlı feodal kurumlaşmasının parçalanıp dağıtılması ve yerine yeni kurumlaşmanın yaratılması zorunluydu. Feodalizmin tasfiyesi ancak yeni kurumlaşma ile mümkündü. Feodalizmin tasfiyesi demek ise köylünün özgürleştirilmesi anlamına geliyordu.”
“Köylüyü özgürleştirmekten ne anlıyoruz? Hem ekonomik, hem de düşünsel (ideolojik) düzlemde özgürleştirmeyi anlıyoruz. Burada belirleyici olan, -yani diğerini de etkileyecek olan olgu ekonomik özgürleşmedir. Ekonomik olarak bağımsızlığı olan bir kesimi düşünsel planda özgürleştirebilirsiniz. Köylüyü tarikat ideolojisinden kurtarabilmek için köylünün, ağanın marabası olmaktan çıkarılması ve toprağın sahibi olması gerekir. Bunun için gerekli olan tek şey Toprak Devrimidir.
–Bazılarının ifade ettiği gibi toprak reformu değil!-
Ancak Toprak Devrimini başlatmak ve sürdürebilmek için köylü önderlerine ihtiyaç vardır. Çünkü her devrim kendi öncü kadroları vasıtasıyla yürütülür. Oysa o gün açısından bakıldığında Toprak Devrimi bu öncü kadrolarından yoksundur. Köylüyü örgütlemek için köye gönderilen kentli kadrolar ya köylüyü anlayamadıkları için köylüyle diyalog kuramamakta ya da köydeki sıkıntılara göğüs geremedikleri için köyü bırakıp geri dönmektedirler. Bu sorunun tek bir çözümü kalır. İsmail Hakkı Tonguç’un dediği gibi; ‘O (köylü), bu kahramanları kendi içinden yetiştirmeğe mahkum’ dur.”
"İşte Köy Enstitüleri böyle bir sürecin ve böyle bir ihtiyacın ürünü olarak ortaya çıkar. Hedefi Toprak Devrimine önderlik edecek –yani köylüyü özgürleştirecek- kadrolar yetiştirmektir.Ve de öyle yapar. Zaten patlama noktasında olan toplumda öylesine çabuk filizlenir ki, toprak ağalarının yanı sıra, devrimden sonra palazlanmaya başlayan Cumhuriyet burjuvazisinin de yüreklerine korku ateşleri düşer. Daha CHP iktidarı döneminde 1946-47’de Köy Enstitüleri hedefinden saptırılarak öğretmen okullarına çevrilir. Böylece 1950’de iktidarı ele geçiren karşıdevrimcilerin Köy enstitülerini tamamen tasfiye etmeleri için zemin hazırlamış olurlar.
İşte bu yüzden, dünden bugüne süren Köy Enstitüleri tartışması, aslında Cumhuriyet Devrimi’ne karşı alınan tutumla aynıdır. Kim ki Atatürk Devrimine karşı çıkmış ve sulandırmıştır, o, Köy Enstitüleri’ne de karşı çıkmış ve sulandırmıştır. Köy Enstitüleri bir nostalji değildir. Köy Enstitüleri Cumhuriyet Devrimi’nin dününün, bugünün ve yarınının gerçeğidir. Her kim ki Köy Enstitüleri’ni dünün bir nostaljisi olarak yad etmek istiyorsa bilin ki Köy Enstitüleri’ne ve Atatürk Devrimlerine ihanet içindedir.”
“Son olarak şunu söyleyeyim:
Hasan Ali Yücel’in ‘Bu bizimdir, kimseden almadık; bizden alsınlar…’dediği Köy Enstitülerini bugün yeniden kurabilir miyiz? Hayır.
Aynısını kuramayız ama daha iyisini kurarız. Çünkü bugün gerek bilgi açısından, gerek yetişkin insan açısından, gerekse teknoloji açısından 1940’lara göre çok daha ilerdeyiz. Peki, sorun ne? Sorun 1946’lardaki sorunla aynı. İktidar sorunu! İktidarın, Cumhuriyet Devriminden vazgeçmiş, uzlaşmacı ve teslimiyetçi anlayışların ve karşı devrimcilerin elinden kurtarılması gerekir. Köy Enstitüsü projesinin devrimci bir iktidar tarafından yürütüldüğünü dikkate alırsak, başka seçeneğimiz yoktur. Karşı devrimcilerden iktidarı geri almak, Cumhuriyet Devrimi’ni sürdürmek, Toprak Devrimi’ni tamamlayarak feodalizmi tasfiye etmek, günümüz devrimcilerinin omuzlarındaki vazgeçilemez bir görevdir.”